VAKİTSİZ “Yağmur Bulut’u Unutursa” – Müjde Aklanoğlu
SU OLUP AKAN ÖMRE İNAT VAR AŞK!
Bir insan başkasından kaçardı, aşktan kaçardı ama ölümden kaçacak ne yer vardı, ne de zamanı...
Yağmur heybesine yalnızlık koyup çıktığı yolculukta, hiç hesapta yokken yanına katılan gölgeye alışmaya başlamıştı.
Oysa umuda kapanmış yüreğine cemre düşürmesine, aşka mühür yemeye geç kalmıştı.
Peki ya Bulut Dağlı, gölge misali karıştığı ömründe kendine yer edinmeye niyetliyse, o zaman çaresiz kadın gururunu toparlayıp varlığının korunaklı yapısından kaçacak mıydı?
Tam da Yağmur gerçeklerle yıkanmış bir kadere razı olmaya karar verirken, hayallerin girdabına sürüklenmeye ne hakkı vardı!
Kıyamet tarifesinde asılı kalmışken takvim yaprağı, gelecek üzerine hayal kurmamalıydı.
Ölümler can gezerken kıyılarında, yalın ayak özgürce gezdiği toprak gözlerine düşmemeliydi.
Şimdi kirpiğinin nemine, yokluğuna yakalandığı her anın sızısı düşüyordu. Oysa kolay mıydı dolu dolu yaşamayı hayal ettiği hayattan kaçmak, hele de firardayken acemi yüreği böyle… zamansız kalmıştı!